Herkese merhabalar. DV-2024 süreci neredeyse bitmek üzere ama önümüzdeki yıllarda şansını denemek isteyen diğer talihliler için Hong Kong’a dosya taşıma&mülakat deneyimimizi başkalarına faydalı olması ve bana da küçük bir hatıra kalması adına burada paylaşmak istiyorum. Uzun bir ...Read more
Herkese merhabalar.
DV-2024 süreci neredeyse bitmek üzere ama önümüzdeki yıllarda şansını denemek isteyen diğer talihliler için Hong Kong’a dosya taşıma&mülakat deneyimimizi başkalarına faydalı olması ve bana da küçük bir hatıra kalması adına burada paylaşmak istiyorum. Uzun bir yazı olacağını hissediyorum 🙂
Öncelikle benim sıra numaram 20k idi, süreç hakkında deneyimli insanlardan ve bizim de sürecin gidişatından anladığımız Ankara’daki konsolosluğu beklersek sıramızın hiç gelmeyeceğiydi. Schengen vizemizin süresi dolmuştu, vize için uygun bir konsolosluğa randevu bulamıyorduk kaldı ki zaten hiçbir avrupa ülkesi atmış olduğumuz dosya taşıma maillerimize olumlu dönüş yapmıyordu. Kurban bayramı döneminden önce eşim Hong Kong’a da dosya taşınabildiğini öğrendiğini söyledi ve ertesi günü akşamı kurban bayramı tatilinde orda olacak şekilde uçak biletlerimizi aldık. Gitmeden önce Hong Kong konsolosluğu ile mailleşmiştik ve konsolosluk bize eğer fiziksel olarak orda olduğumuzu kanıtlayabilirsek dosya taşıma “yapabileceklerini” söylemişti. Bunun üzerine bütün ümitlerimizi ve kabin boy valizimizi hazırlayıp kendimizi bu bilinmezliğin içine attık. İkimiz de özel sektörde kurumsal firma çalışanı olduğumuz için ilk ve son atış hakkımız resmi tatili bu şekilde kullanmaktı. Hong Kong’a aktarmalı ve çok uzun süren bir uçuş sonrasında havaalanına indiğimiz gibi ülkeye girişte bize verilen permit kağıdının (kapıda vize gibi düşünebilirsiniz) fotoğraflarını çekip pasaportlarımızın görselleriyle beraber konsolosluğa tekrar mail attık ve bakın biz ülkenize geldik diye bildirdik. Bunu yaptığımızda 17 haziran günü saat sabahın yedisiydi ve o gün, ertesi gün derken biz sürekli mail bekler olduk ama bir türlü cevap alamamıştık. Bizden birkaç gün önce gelen Türk’ler olduğunu duyup onlarla iletişime geçmiştik; onlar mail almışlardı. Derken 19 haziran gününün Amerika için resmi tatil olduğunu ve o gün de konsolosluktan cevap alamayacağımızı anladık. 21 haziran’da dönüşümüz vardı ve biraz gerilmiştik. Bu arada bizden sonra gelen yalnızca bir iki kişi olmuştu ve duyduğumuza göre birini kabul edip diğerini kotasının dolduğu gerekçesiyle taşıma yapamayacağını söyleyerek reddetmişlerdi. Son gün valizlerimizi toplarken eşim korkunç bir umutsuzluğa kapılmıştı ve resmen boşuna geldiğimizi tüm şansımızı artık kaybettiğimizi düşünüyordu. Havaalanına gittik ve neden bilmiyorum gerçekten konsolosluğa attığımız mailin spama vs düşmüş olabileceği benim o anda aklıma geldi. Bagaj teslim sırasındayken konsolosluğa tekrar bir mail atıp bizim için durumun ciddiyetini çok açık şekilde belirten bir mail yazdım. Dünyanın bir ucundan bu ihtimal için kalkıp geldiğimizi, tüm finansmanımızı bu ihtimale endekslediğimizi ve günlerdir kendilerinden olumsuz bir dönüş bile alamamamızın mailimizin spama düşmesi gibi teknik bir sorundan kaynaklandığını umut ettiğimizi söylediğim bu maili hiç düşünmeden gönderdim. Tabii o sırada bizim uçuşumuz geldi, yine aktarmalı olarak geri dönüyorduk ki Pekin havaalanında indiğimiz noktada telefonumu açınca konsolosluğun anlayışımıza ve sabrımıza teşekkür ettiğini ve gcard mülakatı ayarlama garantisi verememekle beraber eğer bu ihtimali de kabul ediyorsak dosyamızı taşıyabileceklerini kabul ettiklerini okuduk. Bununla beraber de eğer onların bu şartlarıyla taşıma yapılmasını kabul ediyorsak aynı gün içerisinde mesai bitimine kadar cevap vermemizi istediklerini eklemişlerdi. Pekin havaalanındaki WiFi sorunu nedeniyle maili okuyabilmiştim ama internete bağlanıp cevap yazamıyordum. Bu noktada zamanla yarışımız başladı ve eşimle ben Çin’de ingilizce bilen birilerini bulmaya çalışarak tabiri caizse internet bağlantısı için yalvaracak duruma gelmiştik. Ne görevliler ne de alandakiler kimse ingilizce bilmiyordu, mecburen eşim TR hattını taktı beş dakika gecikmeli de olsa uçuşta olduğumuzu vs belirterek kabul ettiğimizi bildirdik. İstanbul’a döndüğümüzde bize onlardan haber beklememiz gerektiğini söyledikleri bir mail daha geldi, haftalardan bahsediliyordu. Sanırım 2 hafta geçmişti ve ben endişelerim nedeniyle tekrar mail atıp mülakat dağıtımının ne zaman olacağını sordum; malum konsolosluklar hiçbir şeye garanti vermedikleri için bu tarz maillere biz siz söylemiştik, tam süre veremeyiz, siz her koşulu kabul ettiniz vs gibi anlamlara gelen üstü kapalı cevaplar veriyor size ama yine de kibarca sorulan her soruya cevap veriyorlar. Yine beklememiz gerektiğini söylediler. Temmuzun başlarında bize 6 eylül tarihine mülakat verildiğini öğrendik, bu mail KCC’den geliyor konsolosluktan değil. Mülakat aldığımız gibi diğer dosya taşıma yapan Türk’lerle iletişime geçtik ve bize sağlık raporu randevusunu yaklaşık 10 gün önceden almanın daha güvenli olduğunu söylediler. Bildiğim kadarıyla yalnızca 2 tane atanmış klinik var Hong Kong’da, biz Dr. Nicolson & Associates ile ilerledik. Her iki klinikle de mail üzerinden iletişime geçilebiliyor. Nicolson’ın verdiği tarih bize daha uygun gelmişti, riske atmak istemediğimiz için randevumuzu 26 ağustos tarihinde olacak şekilde kararlaştırdık. Bu arada biletlerimizi aldık, geçen seferki deneyimimiz sayesinde ülkenin yemek kültürü bize hiç uymadığı için burdan çoğu hazır yemek olacak şekilde (Hong Kong’da geçirdiğimiz yaklaşık 18 gün için oradaki yaşamla ilgili soru olursa ayrıca sorabilirsiniz, yazının daha da uzamaması için o kısma girmiyorum 🙂 valizlerimizi hazırladık; 25 ağustos günü Hong Kong’a giriş yapmıştık. Bu arada iki gidişte de bize hiçbir şey sorulmadı. Yine kapıda vizemizi aldık, eski vizeyi saklamıştık ama hiçbir işe yaramadı. Sağlık muayenesi için merkeze gittik, klinik centralda Wing On isimli bir binanın üst katlarında yer alıyor. Kapıda biletmatik var, randevunuz olmasına rağmen oradan bilet almanız gerekiyor çünkü bu numaralara göre bankolardan çağırılıyorsunuz. 6 numaraydık ama çağırılmamız 10 dk falan sürdü sanırım. Hangi konsolosluk için geldiğinizi soruyorlar. Bizimle ilgilenen vezne görevlisi inanılmaz tatlıydı ve çok yardımcı oldu her anlamda. Pasaportlar, DV sıra numaramız vs bilgilerimiz kontrol edildi. Biz Türkiye’deki aile hekimimizle görüşmüştük ve zorunlu olan tüm aşıları (grip ve polio aşısı hariç) sağlık ocağında yaptırmıştık. Yetişkinlikte olduğumuz tüm aşılar, çocukluk aşılarımızın kayıtları, mevcutta tedavisini gördüğümüz kronik hastalıklar ve kullandığımız ilaçlarla ilgili olarak aile hekimimizden birer deklarasyon yazısı rica etmiştik. Ayrıca gitmeden ve Türkiye’de eksik aşılarımızı olmadan önce eşim de ben de antikor testi yaptırmıştık. Aile hekimimiz bu test sonuçlarını kontrol ederek eksik olanlara göre bizim aşı takvimimizi hazırlamıştı;2 hafta içerisinde yaklaşık 6-7 aşı olmuştuk. Bütün bu aşı bilgilerini teslim ettik, teker teker kontrol ettiler. Sonrasında kanlarımız alındı, röntgenlerimiz çekildi. Sonrasında ayrı ayrı olacak şekilde doktor muayenesine girdik. Doktor da çok nazikti ve genel olarak bulaşıcı hastalık vs temasımızın olup olmadığını öğrenme amaçlı sorular sordu. Girişte eksik aşılarımız saptanmıştı; bu aşıları yapmaları gerektiğini ve 3 aylık bir süre için hamile kalmamamam gerektiğini açıkladı. Bunun için bir beyanname imzalamamı istedi. Kullandığım ilaçları sordu ve hangi dozda kullandığımı not aldı. Fiziksel muayene kısmında karın bölgesindeki organları elle muayene etti, eklemlerimi ve boynumu kontrol etti. Sonrasında aşı odasına yollandık ve eşimle beraber orda eksik aşılarımızı olduk. Türkiye’deki gibi değil bildiğiniz Mete Gazoz’un okçuluğuyla yarışan bir saplayarak aşılama metodu kullanıyorlar, enjeksiyon hassasiyeti olanlar için bu kıymetli bilgiyi vermek istedim. Tüm bunlar bittikten sonra ödeme için bankoya gittik yaklaşık 6800 Hong Kong doları (HKD) bir ödeme çıkarttılar, bizim hesapladığımızdan fazla olduğu için tek tek nelere ödeme aldıklarını sordum. Muayene ücretinin çocuk, ergen, yetişkin ve yaşlı yaş grupları için farklı olduğunu açıkladılar. Ek olarak bizim yaş grubumuz (25-30) için riskli kabul edildiğinden kandan syphilis testi baktıklarını belirttiler, hesap o zaman netleşmiş oldu. Ödememizi kartla yaptık, cash veya kart fark etmiyor ödeme sırasında. Yaklaşık 4-5 güne çıkabilir, biz size telefondan ulaşacağız dediler. 2 gün sonra whatsapp üzerinden bana yazıp röntgenimde bir sorun olduğunu ve tekrarlanması gerektiğini bildirdiler. Benim astımım olduğu ve röntgenlerim genel olarak problematik gözüktüğü için hazırlıklıydım aslında, gelmeden devlet hastanesinde bir tane yedek röntgen çektirmiştim. Doktora gittiğimde o röntgeni destekleyici doküman olarak kabul edebileceklerini ama orada yine bir tane çektirmem gerektiğini ve bunu kliniğin radyoloji uzmanı tarafından inceleneceğini açıkladılar. Okey diyip tekrar çektirdim ve tekrar röntgen ücreti ödedim, 450 HKD. 4 eylül günü raporların hazır olduğunu mesaj attılar, saat beşe kadar teslim alabilirsiniz demişlerdi. Bizim otelden ayrılmamız yaklaşık 16.30 gibiydi ve otobüste sallana sallana nasıl olsa yarın da alabiliriz mülakat nasıl olsa 6 eylül cuma günü derken konsolosluktan bize bir mail geldi. 6 eylül cuma günü gerçekleşmesi beklenen tayfun hava olayı nedeniyle görüşmeyi 1 gün öne çektiklerini yazmışlardı. Bu mesajı alınca koştur koştur kliniğe yetişip raporları aldık çünkü klinik de konsolosluk da sabah saat sekizde açılıyordu ve mülakat saatimizi 8.30 olarak belirlemişlerdi, yani ertesi sabah ikisini aynı anda yapmamız oraya yetişmemiz imkansızdı. Kliniktekiler birer röntgen CDsi ve aşı kayıtlarımıza ek olarak bizi bol şans dilekleriyle uğurladılar. Mülakat öncesindeki gece eşimle biraz olası sorular karşısında ortak cevapları verebilmek adına çalıştık. Sabah erkenden kalkıp iş görüşmesine gider gibi hazırlandık. Konsolosluğa giderken sırt çantası vs kabul etmedikleri için biz daha rahat hareket edebilmek adına iki tane şeffaf doküman dosyası almıştık kırtasiyeden. Gerekli tüm dokümanları geceden kontrol edip kolayca verebileceğimiz şekilde gruplamıştık. Bu evrak dosyalarıyla beraber konsolosluk güvenliğiyle görüştük; mülakat günümüzün o gün olup olmadığını kapıdaki kağıttan kontrol etti ve saat sekizden sonra tekrar gelmemizi rica etti. Konsolosluğun tam karşısındaki Pacific Coffee’de buraya kadar yaşadığımız her şeyi ve tüm süreci düşünerek kendimize birer moral kahvesi ısmarladık. Vakit geldiğinde geri döndük, kapıda 3 farklı güvenlikten geçiyorsunuz ve her birinde size ne yapmanız gerektiğini söylüyorlar. Cep telefonlarımızı kapattıktan sonra onlara teslim ettik ve ilgili bankonun olduğu kata yönlendirildik. Katta 4 tane bildiğimiz vezne tipinde bölümler vardı, tam karşısındaysa 2 sıra bekleme koltukları yerleştirilmişti. Gittiğimizde Hong Kong’lu olduğunu düşündüğümüz gerçekten dünya tatlısı bir memur tarafından çağırıldık. Dokümanlarımızı tek tek rica etti. Bu arada bir camın arkasından konuşuyorlar sizinle ve siz onları hoparlörden duyuyorsunuz artı cevapları önünüzdeki mikrofona doğru söylüyorsunuz. Bu aşamada onların özellikle bana orada sorduğu evraklar dışında benim getirdiğim SGK hizmet dökümüdür, banka dekontudur gibi şeyleri ayrıca teklif etmemize rağmen almadılar. Son olarak; mülakat günü perşembe günüydü ve pazartesi uçağımızın olduğunu söyledik, görevli bize bir Hong Kong telefon numaramızın olup olmadığını sorup eğer varsa o şekilde bize daha hızlı dönüş yapacağını söyleyince kendisine oradaki numaralarımızı yazıp verdik. Numaralarımızı alınca söz verememekle beraber belki pasaportlarımızı geri alabilmemiz için bizi öğleden sonra arayıp çağırabileceğini söyledi. Bütün dokümanlar bittikten sonra veznelerin karşısındaki koltuklarda beklememizi rica ettiler. Veznelerden birisi bizim tahmin ettiğimizin aksine mülakatın yapıldığı vezneymiş. Bu veznede diğerlerinden farklı olarak Amerikalı bir memur var, ismimizle bizi çağırdı. Selamlaştıktan sonra yemin etmemizi istedi. Yeminlerimizi ettikten sonra hangi ülkede doğduğumuzu, başka bir ülkede uzun süre yaşayıp yaşamadığımızı ve İstanbul’un hangi yakasında yaşadığımızı sordu. Devamında benim mesleğimle ilgili laboratuarda mı yoksa ofis ortamında mı çalıştığımı merak etti, eşimin de ayrıca işini sordu ve ne tür bir üretim tesisinde mühendislik yaptığıyla ilgili sorular yöneltti. Önemli bir soru olarak daha önce Türkiye’nin doğusundaki ülkelere bir ziyarette bulunup bulunmadığımızı ve toplamda kaç ülkeye gittiğimizi ve bunların hangi ülkeler olduklarını sordu. Ne zaman evlendiniz dedi ve Amerika’da hangi eyalete gitmeyi düşündüğümüzü sordu. Söylediğim eyalette bir tanıdığımın olup olmadığını merak etti. Bütün bunlar art arda sorulmadı tabii ve gerçekten sohbet havasındaydı, memur arada bilgisayara veri girişi yapıyordu. Benim üniversite diplomamı inceledikten sonra yanındaysa lise diplomanı da alabilir miyim diye sordu, onu da verdim. Sanırım 4-5 dakika sürdü hepsi, teşekkürler bizden mail bekleyin iyi günler vs dedi ve mülakatımız bu şekilde sonlandı. Normalde insanlara vizeniz onaylandı vs dedikleri için aklımıza bir acaba geldi ama o kadar sorunsuz ve netti ki her şey buna takılmamamamız gerektiğini anlayıp çıktık.
Buradan sonra inanılmaz bir üniversite sınavı çıkışı rahatlığı gelmişti bize. Ailelerimizi arayıp güzel haberleri verdik ve yine bir bekleme sürecinin içinde bulduk kendimizi. Kaderin minik bir cilvesi olarak cuma kopması beklenen tayfun Yagi’nin erken ziyareti nedeniyle perşembe öğleden sonrasının tatil edildiğini öğrendik. Perşembe öğleden sonrası, cuma gününün tamamı resmi tatildi ve pazartesi gününün ne olacağı belirsizdi…Günler gerçekten geçmek bilmedi, Hong Kong’da fırtınalar koptu ve pazartesi gününe kadar Yagi aramızdan ayrıldı 🙂 Böyle olunca sabah pazartesi günü sabah 11 gibi bizimle ilgilenen memur beni aradı ve öğleden sonra 2 gibi gelebileceğimizi söyledi. Jet hızıyla hazırlanıp heyecandan yanlış bir caddeye sapınca sanıyorum ki Yagi’nin kuzeni olan bir sağanak yağmur eşliğinde Hong Kong merkezdeki bütün parkların içinden geçerek sırılsıklam bir halde konsolosluğa vardık. Bizim memur bizi görünce “owww, you guys really made it” şeklinde bizi karşılayıp evraklarımızı bize teslim etti. Pasaportlarımızdaki bilgileri tek tek kontrol ettik, uyruk kısmında hata yapılabiliyormuş, 2024 sürecinde birinin başına geldi; aman dikkat. ABD’ye girişte neler yapmamız gerektiğini detaylı bir şekilde açıkladıktan sonra iyi dilekleriyle ve güleryüzüyle bizi uğurladı. Tabii bütün iyi dileklere rağmen biz pazartesi günki uçuşumuzu kaçırmıştık ama artık elimizde hayata dair başka olasılıkların ve çabamızın karşılığını tutuyorduk. Ben greencard başvuru formunu doldurup gönderdiğim andan itibaren bana çıkacağını hissettiğimi söylediğim için eşim benimle aylarca dalga geçmişti 🙂 Galiba bütün bu süreç onun da pozitif enerjiye, iyi düşüncelerin güzellikleri çektiğine ve evlendiği kadının 6.hissinin kendisine endişe verecek bir seviyede olduğunu fark etmesini sağlamıştı 🙂 O gün konsolosluk çıkışı, konsolosluğu güvenli bir mesafede arkamıza alarak sarı zarflarımızla beraber benim bir hatıra fotoğrafımı çekti ve sürecimizi bu şekilde noktalamış olduk 🙂
Bütün bu süreçte hayatımın her anında olduğu gibi bana destek olan eşime ve aileme de çok ama çok teşekkür ederim. Dünyada her şey sevildiğimiz zaman ve sevdiklerimizle anlamlı. Bize sunulmuş olan hayatın içinde bu vesileyle bir başka hayat daha deneme şansını elde eden herkese çokça sabır ve güç diliyorum. Umarım bütün güzel insanları kendilerinin bile inanamayacağı güzellikler ve mucizeler bulmaya devam eder.
Bilerek ya da bilmeyerek atladığım şeyler muhakkak olmuştur, Hong Kong özelinde soru olursa her şekilde yardımcı olmayı çok isterim. Bu yazının ihtiyacı olanı ihtiyacı olduğu zamanda bulması dileğiyle…
Read less